
"Bir yanda yangın vardı, bir çağ yangını. Herkese şu ya da bu oranda bir pay düşüyordu bu yangından. Kıyısında, köşesinde yananlar vardı. Bir de tam ortasında yananlar! Ben, yangının tam ortasında, hem de hiç yakınmadan yananları, etiyle kanıyla, özlemleri, kavgaları ve umutlarıyla duyurmak istedim."
Nevzat Çelik
BU BAHAR ŞAŞMA
birdenbire ne oldu bana böyle
ben eskiden yağmur filan takmazdım
aşk desem değil yorgunluk hiç değil
verip alnımı parmaklığın buz ufkuna
kuytusunda kederler büyüten
bir cehennem gibi bakmazdım
düzeni yok voltamın nisanda mıyız
yemyeşil bir dal kalbime bulaşıyor
duvarlar üstüme yıkılırsa şaşma
içimde firar etmek fikri
aç bir kurt gibi dolaşıyor
beni bu bahar vururlarsa şaşma
Metris 1987

Anneler Günü
yeşildir artık yüreğinde kara bulut
bugün anneler günü annem beni unut
evde acılar koynuna yangelip yatmış
inadına giyin sen de mayısa batmış
yürü sokakta çocukların düşü aksın
yürü ki saksıda çiçekler sana baksın
diline genç anılarından bir türkü seç
beş yıl büyüdüğüm okulun önünden geç
ıslanırsa anıların güneşte kurut
senin günün bugün unutma beni unut
gök mavi deniz mavi tam kıyısında dur
durma eteğinden beni bir daha savur
annem yıldız kayıyor içinden dilek tut
koşuyor sana kısa pantolunlu çocuk
gözünde gözümde gözlerinde bin umut
Mayıs 1984-Ocak 1985

Hepinizin Olsun Bu Şiir
rüzgar etekli geçin çocuklar gözlerimden
geçin kısa pantalon boy boy oyun oyun
şakacıktan oyuncuktan olsun razıyım dünden
ba-ba deyin çığlık çığlığa önümde durun
pamuk ellerinizle boynuma tırmanın dizlerimden
karıştırın ceplerimi yüzünüzü sakalıma sürün
ağlamıyorum kokunuz kaçtı da gözlerime o yüzden
öpeyim gıdığınızı hadi katıla katıla gülün
ulaş barış evrim özlem gökçe devrim
güzelim adlarınız şimdiden tutmuş umutları
yapraklarca balıklarca kuşlarca geçin tuzakları
aferin çocuklar size aferin bin aferin
kat kat katlanıyorsam acılara gıkım çıkmıyorsa
gövdemi serin bir dal gibi şafaklara salmışsam
ipten alıp zehir-zıkkım müebbetlere yatırmışsam
şair olmuşsam ekmekten ve aşktan yana
bir adım daha erkene almışsam yani ömrümü
bulutsuz yürüyün diyedir altında göğün
hadi öpün birbirinizi öpün bir daha öpün
ve alın artık ellerimden sizde büyüsün gülüm
Ocak-Nisan 1985

resim: irfan okan
SICAK SAKLAYIN GECELERİMİ
geçici ayrılık benimkisi
ilkyaz çiçeğine gebeyim
ağıtlar yakmayın adıma
ben ölmedim ölmeyeceğim
sıcak saklayın gecelerimi
karlar altından çıkıp geleceğim
düşlerinizin ateşinden
ılık bir rüzgar gibi eseceğim
demlice bir çay koyun üstüne
aç çocuk gibi besleyin sobayı
nasıl tütüyorsanız gözlerimde
öylece tütsün buharı
uzunca serin yatağımı
boyunca uzansın ayağım
el aman deyince gece
usulca kıvrılır yatarım
can canım canlarım
hazır mı koynunuzdaki yerim
gün olur gecikmiş çocuk gibi
bağıra çağıra gelirim